İslam’ın şartı kaç olduğunu ve ne anlama geldiklerini madde madde açıklıyoruz. Bu 5 şartı sadece söylemek yetmez, aynı zamanda inanmak zorunlu ve gereklidir. İslam dininde Müslüman olmak için gerekli olan bu 5 şarta inanmak ve uygulamak gerekir. Akıllara şöyle bir soru gelebilir, Bu 5 şartı yapmadığımızda veya aksattığımızda ne olur? Ör: Namaz kılmam gerektiğini biliyorum, kılmaya çalışıyorum veya kılmıyorum, ama kılmam gerektiğini biliyorum, şimdi ben İslam dininden çıkmış mı oluyorum? Elbette ki hayır. İslam’ın 5 şartını kabul etmekle önce en önemli şartı yerine getirmiş oluyorsunuz. Ama bu şartlar eylem gerektirdiği için, yapmadığınızda günahkar olursunuz ve bu günahların sizi Ahirette kurtulmanıza engel olabilir. Böyle bir tehlike var. Elbette bu eylem gerektiren şartları koyan Allah sizden bunlara yönelik hesap da soracaktır.
İslam’ın şartı nedir? İslam’ın şartları kaçtır?
1- Namaz kılmak
Günde beş vakit kılınması farz olan, İslam’ın beş şartından biri olarak karşımıza çıkan dini aktivitedir. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı olarak ayrılır. Belli kaidelere uygun olarak yerine getirilir. Bu 5 vakit namazın her gün kılınması mecburidir. 5 vakit namazın içindeki Farz, sünnet ve vacip olan kısımları vardır. Farzların kılınması mecburidir (kılınmazsa günah yazılır). Sünnetlerin kılınması mecburi değildir (ama, peygamberimiz HZ. Muhammet’in şefaatinden mahrum olma tehlikesi vardır ve O’nun şefaati (Ahirette, ümmeti için Allah’tan af dilemek demek) olmadan Cennet’e gitmek tehlikeye düşebilir. Böyle bir ihtimal vardır. Mesela, kulun çok günahı var ve cezasını çekmesi için Cehenneme atılması gerekiyorsa işte tam burada Peygamberin şefaatine ihtiyaç duyulur. Sizin için Allah’tan af dilemesi halinde, HZ. Muhammet’i çok seven Allah’ın O’nu kırmayacağı ümit edilir. Ümmet kelimesi ne demektir? Ümmet kelimesinin anlamı nedir? Ümmet: İslam dini açısından düşündüğünüzde; Hz. Muhammet’in yolundan giden, O’na tabi olan, O’nun Allah’tan vahiy yoluyla alıp bizlere bildirmiş olduğu bilgileri ve yapılması gerekenleri kabul eden insanlara o Peygamberin ümmeti denir.
Bir başka konuya da kısaca değinelim. Namaz kılıyorum ama kabul oluyor mu? Namazımın kabul olup olmadığını nereden bilebilirim? Namaz kılmak sizin göreviniz ve mecburi ama kabul edilmesi Allah’ın takdirinde. Sizler elinizden geleni yaptıktan, namazı dosdoğru kılmaya özen gösterdikten sonra sonra namazın kabul edilip edilmemesi sizin düşünmeniz gereken ve sıkılmanıza neden olacak bir durum değil. Ayrıca namazınızın kabul edilip edilmediğini öğrenemezsiniz, Sadece en iyi şekilde namazı ifa ettiyseniz Allah’a kabul olması için dua edip ümit içerisinde olmak yapabileceğiniz en uygun hareket olur.
Beş vakit namaz dışında da tesbih namazı, cenaze namazı, teravih namazı, nafile namazı, kaza namazı, bayram namazı ve benzeri namazlar da bulunur. Kuranı Kerim’de ve peygamberimizin hadislerinde namazın dinin direği olduğundan ve öneminden bahsedilmektedir.
2- Oruç tutmak
İslam’ın beş şartından bir diğeri olan oruç, ramazan ayı başta olmak üzere pek çok zamanda yerine getirilen bir ibadettir. Açların ve fakirlerin halinden anlamaya yardımcı olan bu ibadet sahurla (Sabah namazı vaktinin girmesiyle) başlarken, iftarla (Akşam namazı vaktinin girmesiyle ) biter. Bu Oruç ibadeti, Allah’ın en çok sevdiği ibadetler arasındadır. Çünkü, kul (Allah’ın yarattığı insanlar ve cinler), gizlice bir yere çekilip kimse görmeden yemek yiyebilecekken bunu yapmayıp kendisini Allah’ın gözettiğini bilip iftarı beklemesi Allah’ın çok hoşuna gider.
Oruç açılırken (akşam ezanı ile yemek yemeye başlanırken) genelde hurma ile orucu açmak Peygamberimizin sünnetlerindendir. Elbette ki böyle bir kural yoktur. Bismillah (Allah’ın adıyla) deyip istediğimiz yiyecekle yemeğe başlayabilirsiniz. Ramazan pidesi, hurma ve benzeri yiyecekler orucun sembolü olurken ramazan ayına özgü teravih namazları kılınır.
Orucun insanın nefsine hakim olmasını sağladığı ve bir nebzede olsa aç ve susuzların halinden anlamayı sağladığı bilinmektedir. Oruç zamanı, fitre gibi ibadetler de yerine getirilir.
3- Zekat vermek
İslam’ın beş şartından biri olan zekat, belli bir mal varlığına sahip kişilerin (İslam’ın belirlediği zenginlik ölçütünü sağlayanlara farzdır) mal varlığının yaklaşık 1/40’ını (kırkta birini) ihtiyacı olan kişilere vermesi ile yapılır. Hem fakirlerin yüzünün gülmesini sağlayan ibadet hem de bu ibadeti yerine getirenlere büyük bir huzur ve sevap (artı puan) sağlar.
Zekat verirken belli başlı kurallar vardır. Böyle bir ibadeti gerçekleştirmek zorunda olup olmadığınızı hesaplamalar dahilinde öğrenebilirsiniz.
4- Hacca gitmek
Hac ibadeti de İslam’ın beş şartından biri olan ibadettir. Kutsal topraklar olan Mekke ve Medine’yi kurban bayramı zamanında görme eylemi olan hac ibadeti için belli bir seviyede maddi durumun olması gerekir.
Hac ibadetinde tavaf, vakfe ve şeytan taşlama gibi olaylar yerine getirilir. Oldukça mühim bir vazife olan hac, maddi durumu yerinde olanların hayatında bir defa da olsa yapması gereken bir ibadettir.
Hac zamanı dışında kutsal topraklarım ziyaret edilmesine umre denir. Hac ibadetine hak kazanmak için uzun süreler beklenilse de bu ibadet için böyle bir durum söz konusu değildir.
5- Kelime-i Şehadet Getirmek veya Kelime-i Tevhid getirmek
İslam’ın beş şartından birisi de kelime-i şehadet getirmektir. Kelime-i Şehadet nedir? Kelime-i Şehadet nasıl getirilir? Kelime-i Şehadetin anlamı nedir sorularını açıklayalım şimdi de. Türkçe yazılışı; “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü” şeklinde yerine getirilen ibadet oldukça önemli bir konuma sahiptir. Anlamı: “Sahitlik ederim ki Allah’tan baska ilâh yoktur ve yine sahitlik ederim ki Muhammed O’nun kulu ve rasûlüdür.“
Kelime-i şehadet ile aynı anlamı taşıyan ve söylendiğinde İslam’ın bu şartını yerine getirmiş sayılacak diğer eş anlamlı sözcük te Kelime-i Tevhiddir. Kelime-i Tevhid nedir? Kelime-i Tevhid’in anlamı nedir? Kelime-i Tevhid nasıl getirilir sorularına cevap verelim. “La ilahe illallah Muhammedün Rasulullah” şeklinde söylenir. Anlamı: “Allah’tan başka İlah yoktur. Hazreti Muhammed O’nun Resulüdür.“
Başka bir dine mensup kişilerin İslam’ı seçerken ve öleceğini hisseden Müslümanların hakkın rahmetine kavuşurken söylemesi gereken bir cümledir. Peygamberimizin hadisleri ve kutsal kitabımız da bu cümlenin öneminden ve verdiği huzurdan bahsetmiştir.
Etiketler
Gündem